Sarı Nokta Hastalığı (Yaşa Bağlı Maküla Hastalığı) - Kolan British Hospital

Sarı Nokta Hastalığı (Yaşa Bağlı Maküla Hastalığı)

Makula (sarı nokta) retina tabakasında (ağ tabaka) görme hücrelerinden en yoğun bölge olup, aynı zamanda keskin ve kaliteli görmeyi sağlayan retina bölgesidir. Makula bölgesindeki görme hücreleri ışıklı ortamda renkli görme ve keskin görmeden sorumludurlar.

Sarı Nokta Hastalığı, diğer adıyla Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu (YBMD), Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre dünyada görme kaybıyla sonuçlanan görme bozuklukları arasında %8.7’lik oranla 3. sırada yer almaktadır. Dünyada sarı nokta hastalığından (YBMD) etkilenen kişi sayısı yaklaşık 30 milyondur. Gelişmiş ülkelerde görme kaybının en büyük nedeni olarak bilinen sarı nokta hastalığı, 50 yaş ve üzeri yetişkinlerde görülen kronik ve ilerleyici bir göz hastalığıdır. Sarı nokta hastalığında erken teşhis, tedavi ve düzenli kontrol, görmenizin korunması ve iyileştirilmesi açısından çok önemlidir. Sarı nokta hastalığı (YBMD) tek gözde ya da iki gözde birden oluşabilir. Eğer bir gözünüzde YBMD varsa, diğer gözünüzde YBMD gelişmesi olasılığı 5 yıl içinde %50’dir. Kuru tip YBMD genellikle iki gözde birden oluşur, ancak bir göz etkilenmemiş görünürken diğer gözde görme kaybedilebilir. Bu nedenle görmenizin izlenmesi önemlidir.

YBMD’nin Yaş ve Kuru Olmak Üzere 2 Tipi Vardır

1. Kuru tip YBMD: Hastalığın sık görülen formudur ve bu durum yavaş, ancak ilerleyen görme bozukluğuyla sonuçlanır. Fark edilmeksizin ilerleyebilen bu hastalık YBMD’nin yaklaşık %85-%90’ını oluşturur. Kuru tip YBMD’de retinada kısmen incelme ve dejenerasyon başlayabilir, bu durum da yavaş ancak ilerleyici görme bozukluğuyla sonuçlanır. Kuru tip YBMD’nin neden olduğu etkileri düzeltebilecek bir tedavi mevcut olmamakla birlikte, çalışmalarda vitaminler, mineraller ve antioksidanların hastalığın gelişimini yavaşlatabildiği gösterilmiştir. Kuru tip YBMD, fark edilmeksizin ilerleyebilir, bu nedenle göz doktoruna düzenli aralarla gitmeniz çok önemlidir.

2. Yaş tip YBMD: Hastalığın daha ciddi bir şeklidir ve hızlı ilerler. Bu hastalık ileri yaşlardaki görme kaybının başlıca sebebidir ve YBMD hastalarının %10-15’inde görülür. Yaş tip YBMD, gözün arka tarafındaki kan damarlarının anormal gelişimiyle meydana gelir. Bu kan damarları kan ve sıvı sızıntısına neden olabilir ve merkezi görmenizde kayıp oluşmasına neden olabilir. Yaş Tip YBMD, bir fotoğrafa bakarken ya da otobüsün numarasını okurken olduğu gibi, hem yakın hem de uzağı görebilme yetinizi etkileyebilir. Yaş tip YBMD batı dünyasında 50 yaşın üzerindeki kişilerde ciddi görme kaybının başlıca nedenidir.

Kuru Tip Sarı Nokta Hastalığının Yaş Tipe Dönüşme Riski

Böyle bir ihtimal önceden öngörülemese de gerçekleşebilir. Kuru tip’in zaman içinde ilerleyerek, yaş tipe dönüşmeden görme kaybına yol açması da olasıdır. Kuru tip sarı nokta hastalığında da erken teşhis önemlidir. Kuru tip YBMD hastalarının yaklaşık %10’unda yaş tip YBMD gelişir. Diğer taraftan sarı nokta hastalığının erken evresinde bile kuru tip aniden yaş tipe dönüşebilir. Bunun olup olmayacağı veya olacaksa ne zaman gerçekleşeceği de önceden öngörülemez.

Sarı nokta hastalığının sıklığı ilerleyen yaşa paralel olarak artar. Yapılan araştırmalar sarı nokta hastalığının 65-74 yaşlarında %15, 75-84 yaşlarında %25, 85 yaş ve üzerindeki kişilerde ise %30 oranında görüldüğünü ortaya koymuştur.

Bilinen Risk Faktörleri

  • Yaş (75 yaşın üzerindeki her üç kişiden birinde sarı nokta hastalığı görülmektedir)
  • Genetik faktörler (Ailesinde sarı nokta hastalığı bulunan kişilerde bu hastalığın gelişme riski daha yüksektir)
  • Sigara kullanımı (Oksidatif mekanizma üzerine olan olumsuz etkileri ve serum antioksidan seviyesini düşürüp kan akımını bozması nedeniyle)
  • Vitamin eksikliği (Antioksidan vitaminlerin diyetle yetersiz alımı ya da plazma konsantrasyonlarının düşük olması)
  • Irk (Beyaz ırkın sarı nokta hastalığına bağlı görme kaybı riski siyah ırka göre daha yüksektir)

Olası Risk Faktörleri

  • Cinsiyet (Kadınların sarı nokta hastalığı için aynı yaştaki erkeklere kıyasla daha fazla risk taşıdığı öngörülmektedir)
  • Açık renk göz
  • Kardiyovasküler hastalıklar (Şeker hastalığı, kolesterol, yüksek tansiyon, damar sertliği, kalp büyümesi vb.)
  • Obezite (Klinik çalışmalar erken ve ara evre sarı nokta hastalığının ileri evreye ilerlemesi ile obezite arasında bağlantı olduğunu ortaya koymaktadır)
  • Hareketsizlik
  • Güneş ışığına aşırı maruz kalma ve özellikle ultraviyole ışığı (Sarı nokta hastalığından korunmak için erken yaşlardan itibaren %100 ultraviyole korumalı güneş gözlükleri kullanılmalı)

Belirtileri Nelerdir?

Erken teşhis, sarı nokta hastalığının tedavisindeki başarı için çok önemlidir. Yaş tip YBMD’nin ilk belirtisi çarpık görmedir. Düzgün çizgileri dalgalı gördüğünüzü fark ederseniz ya da kapı çerçeveleri düz değilmiş gibi görünürlerse mümkün olan en kısa sürede göz muayenesine gitmelisiniz.
Diğer belirtileri sıralayacak olursak:

  • Düzgün çizgileri ya da yüzleri kırık ya da dalgalı görme
  • Yüzleri tanımada güçlük
  • Görme alanının merkezinde oluşan karanlık bölgeler ya da boş alanlar, bir başka deyişle baktığımız yerin veya cismin ortasında bulanık bir alan veya karanlık bir leke görme
  • Renkleri daha soluk görme
  • Keskin görme gerektiren okuma ve benzeri aktivitelerde güçlük
  • Okuma sırasında yazıları bulanık görme veya harfleri bozuk görme
  • Daha fazla aydınlatma ihtiyacı, ışığa hassasiyet, gece görüşünde azalma ve zayıflamış renk hassasiyeti

Teşhis Yöntemleri Nelerdir?

Bahsedilen belirtileri olan kişilerin mutlaka bir göz hekimi tarafından görülüp detaylı muayenenin yapılması gereklidir. Muayeneye ilave olarak bazı tetkiklerin de yapılmasıyla tanı kesinleştirilebilecektir.Yaşa bağlı makula dejeneresansında muayeneyi takiben teşhisi doğrulamak, yapılacak tedavi şeklini belirlemek ve takipler için bazı tetkikler yapılmaktadır. Fundus floresein anjiografi (göz anjiyosu) ve optik koherens tomografi (retina tomografisi) en sık kullanılan tetkikler olmaktadır (Resim ). Göz anjiografisinde hastanın ön kol toplardamarından özel bir boya maddesi (floresein) verilir. Bu tetkik verilen boyanın retina tabakası damarlarının görüntülenip fotoğraflanması esasına dayanmaktadır. Göz anjiyosunun tedavi edici özelliği yoktur. Yan etki olarak bazı hastalarda bulantı hissi olabilir. Ayrıca boya cilt ve idrar rengini 1-2 gün koyulaştırabilir. Optik koherens tomografide ise retina ve özellikle makula tabakasının oldukça ayrıntılı kesitleri elde edilmekte ve retina kalınlığı tespit edilebilmektedir.

Amsler Testi

Bu test görme merkezini etkileyen değişik görme sorunlarını saptamaya yardım eder. 40 yaş üstündeki kişilerin bu testi yapması önerilir. Kendi kendinize yapabileceğiniz bir test olan Amsler grid testi sarı nokta hastalığı şüphesi olan veya bu hastalığra sahip kişilerde mutlaka uygulanması gerekn bir testtir. Kareli kağıttan oluşan bu testi günlük veya haftalık olarak uygulayarak mümkün olan en kısa sürede görmenizdeki değişikliği fark edebilirsiniz. Her iki göz ayrı ayrı muayene edilmelidir.

Amsler Grid Testi Nasıl Uygulanır?

  • Normal gözlük veya kontakt lens kullanıyorsanız çıkarmayın.
  • İlk önce bir gözünüzü kapatın ve testi yaklaşık 30 cm uzaklıktan tutun.
  • Açık olan gözünüzle , merkezdeki noktaya düz bakın ve odaklanın.
  • Şemada yer alan büyük karenin dört koşesinide görüp görmediğiniz kontrol edin.
  • Gözleriniz merkezdeki noktadayken diğer çizgilerin nasıl görüldüğüne dikkat edin.
  • Karenin merkezindeki noktaya bakarken tüm çizgilerin düz ve bütün küçük kareleri eşit büyüklükte görüp görmediğinizi kontrol edin.
  • Eğer kare testindeki her köşeyi göremiyorsanız veya herhangi bir alanda çizgiler dalgalı yada kırık görünüyorsa, şekil bozukluğu bulanıklaşma, reksizleişme veya başka bir anormallik görüyorsanız, hemen doktorunuza başvurmalısınız.
  • Bu testte her iki gözünde ayrı ayrı test edilmesison derece kritiktir.

Tedavisi Nedir?

Güncel tedavilerle yaşa bağlı makula dejenerasyonuna (YBMD) bağlı görme kaybının engellenmesi ve hatta görmenin artırılması mümkündür. Tüm kronik hastalıklarda olduğu gibi YBMD’de de erken teşhis ve tedavi son derece önemlidir.
Tedavi şekillerini genel olarak aşağıdaki şekilde sınıflandırmak mümkündür:

  • Göz içi ilaç uygulaması: Damarlanma oluşumunu durdurmak veya engellemek amacı ile kullanılan anti-VEGF antikorların göz içine enjekte edilmesi sürecini ifade eder. Sadece göz hastalıkları uzmanları tarafından uygulanması gereken bir tedavidir. Son yıllarda geliştirilen bu tedaviyle YBMD’ye bağlı görme kaybının engellenmesi, görmenin iyileştirilmesi ve iyileşmenin korunması mümkün olmuştur.
  • Fotodinamik tedavi: Bu tedavinin amacı yeni damarların tıkanmasını önlemek ve buna ek olarak retinadaki kan sızıntısının durdurulmasını sağlamaktır.
  • Destek tedavileri: Görme fonksiyonunun korunmasında beslenmenin önemli bir faktör olduğu dikkate alınırsa, gıda takviyeleri olarak alınabilecek vitamin, mineral ve antioksidanlar mevcut tedavilere destek anlamında bir işlev üstlenir.