Konstipasyon ve Reflü Cerrahisi
Ana sayfa » Tıbbi Birimler » Genel Cerrahi » Konstipasyon ve Reflü Cerrahisi
Kronik kabızlığı olan bir insanda ilk yapılması gereken işlem kolonoskopidir. Kalın bağırsakta kabızlığa yol açabilecek bir darlık veya tümör olup olmadığı daha en başta bilinmelidir.
Daha sonra yukarıda anlatılan (?) bu yukarda anlatılan kısmı gerçekten var mı? iki temel mekanizmanın ayrımı yapılır. Bu amaçla hastaya özel hazırlanmış bir ilaç kapsülü yutturulur ve belirli aralıklarla röntgen çekilerek verilen maddenin ne kadar zamanda bağırsağı terkettiği belirlenmeye çalışılır. Eğer yukarıda tanımlanan ilk gruptaysa, hasta Gastroenteroloji kliniğine yönlendirilerek tedavisi sağlanır. Eğer hastanın ikinci grupta olduğu anlaşıldıysa bir sonraki inceleme defekografidir. Klasik defekografide hastanın makatından nişasta ile karıştırılmış baryum verilir ve hasta özel bir sehpaya oturtularak dışkılama sırasında filmler çekilir. Bu işlemin MR ile yapılması da mümkündür.
Tüm bu incelemeler sonucunda gerekirse hastanın makatının basınçlarının ölçüldüğü manometri adı verilen bir inceleme daha yapılır. Elde edilen verilere göre hastanın tedavisi planlanır.Günümüzde laparoskopik ameliyatların hastaya sağladığı daha az ağrı, daha kısa sürede iyileşme avantajlarından reflü hastalığının tedavisinde de yararlanmaktayız. Bozulmuş olan alt özofagus sfinkterinin bir diğer anlamda mide ile yemek borusu arasındaki kapının yeniden oluşturulması ve mide içeriğinin yemek borusuna kaçısının önlenmesi amacını güden laparoskopik fundoplikasyon ameliyatları tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır.Ameliyat son teknik gelişimlerden yararlanılarak uygulanan laparoskopik bir işlemdir. Yaklaşık 1-1,5 saat süren, hastanın ertesi gün ağızdan beslenmeye başlayıp aynı gün ya da ertesi gün evine gönderilebildiği ve 7 gün içinde de işbaşı yapabildiği bir işlemdir. Laparoskopik ameliyatların tüm avantajlarından (daha az ağrı, daha kısa yatış süresi ve ameliyat sonrası riskinin olmaması gibi) yararlanılır.Böylece yıllarca ve hergün ilaç alımının ortadan kalkışı, yemek borusundaki iltihabi olayların gerilemesi ve bunlara bağlı kanser risklerinin ortadan kalkması ile hastanın daha kaliteli bir yaşama kavuşması sağlanır.