Yanık yaralarının ve izlerinin tedavisi plastik cerrahi kliniklerinde gerçekleştirilmektedir. Yanık hem görünüşü bozar, hemde organların fonksiyonunu bozar. Örneğin el yanıklarında görünüşü kadar elin açılması, kapanması, yük kavrayabilme kabiliyeti de bozulabilir yada çene altında, boyunda oluşan yanık skarı alt çeneyi aşağı çekerek kişinin ağzını kapatmasına engel olabilir. Bu yüzden yanık tedavisi, plastik cerrahinin hem rekonstrüktif (onarım) hemde estetik amaçlı tedavilerindendir. Erken dönemde ve geç dönemde yapılan tedaviler farklıdır:

Erken Dönemde

Kişi yanar yanmaz yapılan ilk müdahale ve pansuman takipleridir. Mümkün olan en az cilt kaybı ile yanığın atlatılması, pansumanların doktor tarafından uygun şekilde değiştirilmesi, yaranın hijyeni sağlanır. Kişi yandığında, ilk yapılacak şey yanık olan alanın soğuk su ile yıkanması, soğutulması, hastanın soyulması, yanık bölgelerin değerlendirilmesi ve yanık dokuların temizlenmesidir. Daha sonra uygun pansumanlar yapılır. Yaranın mikrop kapması önlenir. Bu dönemde uygun pansuman yapılması çok önemlidir. Yanık pansumanında kullanılan bir çok değişik pomad ve ilaç vardır. Uygun pomadla pansuman yapılmazsa hasta boşuna zaman kaybeder, yanık yarası iyileşeceğine kötüleşebilir. Madecasol, Silverdin, Kenakort, Furacin gibi bir çok pomad vardır fakat bunların her birinin kullanım yeri farklıdır. Genellikle hastanın pansumanına biri ile başlar, bir süre sonra diğeri ile devam ederiz. Bu yüzden yanık oluştuğunda mutlaka uzman doktora danışmalı, evde pansuman yapmaya çalışılmamalıdır.

Geç Dönemde

Yanığa bağlı olarak cilt kaybı gelişmişse (üçüncü derece yanık) bu bölgelerin plastik cerrahi ilkelerine uygun şekilde onarımı gerekir. Cilt defektlerinin onarımı ya yaraya komşu bölgelerdeki cilt kullanılarak yada bacaktan, kalçadan yada kasıktan alınan cilt yamaları ile (tıpda buna “greft” denir) yapılır.

Bazen hastanın yanıkları cilt kaybı olmadan iyileşmiştir (birinci ve ikinci derece yanık) fakat yanığa bağlı fonksiyonel sorunları vardır. Örneğin hastanın avuçiçi yanmışsa ve bu yanık kendi halinde iyileşmişse kontraktür dediğimiz olay oluşabilir. Kontraktür, yanığa bağlı olarak o bölgedeki cildin çekip büzülmesidir. Bu durumda hastanın parmakları gitgide kapanır, hasta parmaklarını açamaz hale gelir. Parmakların açılması için bir çok farklı yöntem vardır.

Başka bir örnek vermek gerekirse koltukaltı yanan bir kişinin koltukaltı cildi kendi iyileşmişse burada da kontraktür gelişebilir ve hastanın kolunu yana doğru açması, kaldırabilmesi çok zor ve ağrılı bir hal alabilir. Plastik cerrahide bu gibi çekme, büzme ve kontraktürleri gidermek için bir çok ameliyat tekniği vardır. Yanığın tedavisi için mutlaka hastanın görülmesi, yaranın değerlendirilmesi gerekir.